Akran Zorbalığı İle İlgili Filmler
Akran zorbalığı, bir kişinin aynı yaş veya gelişim seviyesindeki başka bir kişi ya da kişilere yönelik tehdit, taciz, şiddet veya rahatsızlık yaratma amacıyla bilinçli olarak kötü davranışlarda bulunma eylemidir. Akran zorbalığı genellikle çocuklar ve gençler arasında görülse de, her yaşta ve her ortamda meydana gelebilir.
Akran zorbalığı, kurbanlar üzerinde fiziksel ve duygusal etkilere yol açabilir. Bu etkiler şunları içerebilir:
- Düşük özsaygı
- Depresyon
- Anksiyete
- Okuldan kaçma
- Sosyal izolasyon
- Fiziksel yaralanmalar
- Duygusal travma
Akran zorbalığına karşı mücadele etmek ve önlenebilmesi için okullar, aileler ve toplumlar çeşitli programlar ve politikalar geliştirmiştir. Ayrıca, çocuklara ve gençlere zorbalığın nasıl tanımlanacağını, nasıl engelleneceğini ve nasıl rapor edileceğini öğretmek önemlidir. Akran zorbalığına karşı bilinçlilik yaratmak ve zorbalığı önlemek için toplumun işbirliği yapması gereklidir.
Akran Zorbalığı İle İlgili Filmler Nelerdir?
Akran zorbalığı (veya okul zorbalığı), birçok insanın yaşadığı ciddi bir sorundur ve bu konuyu ele alan filmler, bu önemli konunun farkındalığını artırabilir. İşte akran zorbalığı ile ilgili bazı filmler:
Bully (2011)
Bully adlı film, 2011 yılında gösterime giren ve akran zorbalığını ele alan bir belgesel filmidir. Film, gerçek hayattan alınmış çocukların ve ailelerinin hikayelerini anlatır. İşte “Bully” filmi hakkında daha fazla bilgi:
Konu: Film, ABD’nin farklı bölgelerinde yaşayan beş farklı aile ve çocuğun hikayesine odaklanır. Bu hikayeler, çocuklarının okullarında akran zorbalığına maruz kaldığını ve bu durumun aileleri üzerindeki etkilerini incelemektedir.
Filmin ana karakterleri arasında zorbalığa uğrayan çocuklar, zorbalığın kurbanı olan aileler ve zorbalığı önlemek için çalışan okul yetkilileri bulunmaktadır. Her bir hikaye, zorbalığın yıkıcı etkilerini, ailelerin bu durumla başa çıkmaya çalışmasını ve okulların nasıl daha güvenli bir ortam yaratmaya çalıştığını göstermektedir.
Belgesel, akran zorbalığının karmaşıklığını ve ciddiyetini vurgulamak amacıyla, çocukların ve ailelerin yaşadığı günlük deneyimlere yakından odaklanır. Aynı zamanda, bu sorunun toplumsal bir mesele olduğunu ve üzerine ciddi bir şekilde düşünülmesi gerektiğini de anlatır.
“Bully” filmi, akran zorbalığına dikkat çekmek ve bu sorunu anlamak için önemli bir belgesel olarak kabul edilmektedir. Zorbalıkla mücadele, zorbalığın kurbanlarına destek olma ve topluluklar arasında farkındalık yaratma çabalarını vurgulayan bir yapımdır.
Mean Girls (2004)
Mean Girls, 2004 yapımı bir gençlik komedisi filmidir ve Tina Fey tarafından yazılmıştır. Film, ergenlik dönemi, lise yaşamı ve arkadaşlık ilişkileri temalarını ele alır. İşte “Mean Girls” filminin konusu:
Konu: Cady Heron (Lindsay Lohan), ailesiyle birlikte Afrika’da büyümüş bir genç kızdır ve daha önce hiç lise deneyimi olmamıştır. Ailesiyle birlikte Amerika’ya döndükten sonra, ilk kez bir devlet lisesine gitmeye başlar. Cady, lise yaşamına uyum sağlamak için çaba sarfeder ve zamanla okulun sosyal grupları hakkında bilgi sahibi olur.
Hızlı bir şekilde okulun en popüler ve kötü ünlü kızları olan “Plastikler” adındaki üç kız grubunu tanır: Regina George (Rachel McAdams), Gretchen Wieners (Lacey Chabert) ve Karen Smith (Amanda Seyfried). Cady, bu kızlarla arkadaş olmaya karar verir ve onların arasına katılır. Ancak Cady, Plastiklerin arkadaşlık dinamiklerinin iç yüzünü keşfettikçe, arkadaşlığın ve sadakatin anlamını yeniden değerlendirir.
Filmin ana teması, gençler arasındaki arkadaşlık ilişkileri, lise sosyal hiyerarşisi ve akran baskısıdır. Cady’nin Regina ile olan rekabeti ve Plastiklerin dünyasındaki yıkıcı etkileri filmde önemli bir rol oynar. “Mean Girls,” kızların lise yaşamında karşılaştığı zorlukları mizahi bir şekilde ele alırken, aynı zamanda bu dönemin karmaşıklığını ve arkadaşlık dinamiklerini vurgular.
Film, ergenlik dönemi ve lise yaşamıyla ilgili komik ve düşündürücü bir hikaye sunar ve günümüzde de popüler bir gençlik klasik olarak kabul edilir. Aynı adı taşıyan bir Broadway müzikali ve devam filmi de bulunmaktadır.
Cyberbully (2011)
Cyberbully, 2011 yapımı bir televizyon filmidir ve başrolde Emily Osment’in yer aldığı bu drama, siber zorbalık konusunu ele almaktadır. Film, siber zorbalığın bir genç kızın yaşamını nasıl etkileyebileceğini anlatır. İşte “Cyberbully” filminin konusu:
Konu: Film, genç bir kız olan Casey Jacobs (Emily Osment) etrafındaki arkadaşları, ailesi ve okul yaşamı hakkında siber dünyada paylaşımlarda bulunduğu bir günü konu alır. Casey, bir arkadaşlık uygulaması aracılığıyla bir arkadaşlık isteği alır ve bunu kabul eder. Ancak bu isteği gönderen kişi, onun kim olduğunu gizlemektedir.
Daha sonra Casey, bu kişinin kendi özel görüntülerini ve kişisel bilgilerini paylaşmaya başladığını fark eder. Bir anda, Casey’nin özel yaşamı ve sırları, siber zorba tarafından tehlikede olduğunu hissetmesine neden olur. Film, Casey’nin bu zorbalığa nasıl karşı koyduğunu ve bu stresli durumla başa çıkmaya çalıştığını gösterir.
Filmin büyük bir kısmı Casey’nin bilgisayar ekranı üzerinden izlenir ve karakterin siber zorbalıkla nasıl başa çıktığını, arkadaşlarına ve ailesine nasıl güvendiğini ve durumu çözmeye çalıştığını gösterir.
“Cyberbully,” siber zorbalığın ciddiyetini ve etkilerini vurgularken, gençlerin ve ailelerin bu tür durumlarla nasıl başa çıkabileceklerine dair önemli dersler sunar. Film, internet üzerindeki tehlikelere ve siber zorbalığın gençler üzerindeki duygusal ve psikolojik etkilerine dikkat çekmek amacıyla yapılmıştır.
The Perks of Being a Wallflower (2012)
The Perks of Being a Wallflower, 2012 yapımı bir drama filmidir ve Stephen Chbosky’nin aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Film, ergenlik dönemi, arkadaşlık, aşk ve kişisel gelişim temalarını ele alır. İşte “The Perks of Being a Wallflower” filminin konusu:
Konu: Film, Charlie (Logan Lerman) adlı bir genç adamın hikayesini anlatır. Charlie, liseye yeni başlamış ve çevresindeki insanlarla zor zamanlar geçiren biridir. Aynı zamanda bir duvar çiçeği olarak tanımlanır, yani genellikle topluluk içinde sakin ve gözlemci bir rol oynamaktadır.
Charlie, bu zorlu döneminde yeni arkadaşlar edinmeye çalışırken, Sam (Emma Watson) ve Patrick (Ezra Miller) adlı iki öğrenci ile tanışır. Sam ve Patrick, Charlie’yi arkadaş çevrelerine dahil ederler ve ona yeni deneyimler yaşatırlar. Charlie, arkadaşlarının yardımıyla arkadaşlık, aşk, aile ve geçmişiyle yüzleşme konularında büyümeye başlar.
Filmin ana teması, ergenlik döneminin karmaşıklığı ve bu dönemde yaşanan değişimlerdir. Aynı zamanda Charlie’nin kişisel gelişimi, çevresiyle uyum sağlama çabası ve duygusal zorluklarını ele alır. Aile içi sorunlar, travma ve arkadaşlık ilişkileri gibi konular da filmde işlenir.
“The Perks of Being a Wallflower,” gençlerin iç dünyasını ve ergenlik dönemini anlama ve empati kurma amacı taşır. Film, büyüme, kabullenme ve kendini bulma süreçlerini samimi bir şekilde aktarır ve izleyicilere karakterlerle bağ kurma fırsatı sunar.
The Karate Kid (1984)
The Karate Kid,1984 yapımı bir aksiyon-drama filmidir ve Robert Mark Kamen tarafından yazılmıştır. Film, bir genç çocuğun karate öğrenerek kendini savunma yeteneklerini geliştirmesini ve özgüven kazanmasını konu alır. İşte “The Karate Kid” filminin konusu:
Konu: Daniel LaRusso (Ralph Macchio), annesiyle birlikte New Jersey’den Los Angeles’a taşındığı zaman, yeni bir çevre ve yaşam tarzına uyum sağlama zorluğu çeker. Okulun popüler ve agresif çocuklarından biri olan Johnny Lawrence (William Zabka) tarafından zorbalığa uğrar. Daniel, kısa süre içinde bu durumdan rahatsızlık duyar ve kendini savunma yeteneği olmadığını fark eder.
Bir gün, Daniel, komşusu Mr. Miyagi (Pat Morita) ile tanışır. Mr. Miyagi, kendisini karateyle eğitmeye ve öğrencisinin kendine güvenini kazanmasına yardımcı olur. Eğitim sırasında, Daniel hem karate becerilerini öğrenir hem de disiplin, özsaygı ve yaşam dersleri alır. Mr. Miyagi, ona “karate bir yoldur” felsefesini öğretir.
Film, Daniel’ın karate becerilerini geliştirmesi ve Johnny ile karşı karşıya geldiği final karşılaşmasına hazırlanmasını anlatır. Bu final karşılaşması, Daniel’ın kendi özgüvenini ve değerini keşfettiği bir dönüm noktası olur.
“The Karate Kid,” sadece dövüş sanatlarını ele alan bir film değil, aynı zamanda özsaygı, özdisiplin, dostluk ve mentor-öğrenci ilişkileri gibi temaları işleyen etkileyici bir hikayeyi sunar. Pat Morita’nın canlandırdığı Mr. Miyagi karakteri de filmde önemli bir figürdür ve kendisine karate öğretirken hayat dersleri de verir. Film, izleyicilere cesaret, direnç ve özgüven konularında ilham verici mesajlar sunar.
The Breakfast Club (1985)
The Breakfast Club, 1985 yapımı bir gençlik filmi ve klasik bir kült film olarak kabul edilir. John Hughes tarafından yazılıp yönetilen film, beş farklı lise öğrencisinin bir Cumartesi günü okul cezası nedeniyle bir araya gelmelerini konu alır. İşte “The Breakfast Club” filminin konusu:
Konu: Film, Shermer Lisesi’nde okuyan beş lise öğrencisinin hikayesini anlatır. Bu öğrenciler farklı sosyal gruplara ve kişiliklere sahiptir:
- John Bender (Judd Nelson): Serseri ve asi bir öğrenci.
- Claire Standish (Molly Ringwald): Zengin ve popüler bir kız.
- Andrew Clark (Emilio Estevez): Sporcu ve güçlü bir genç.
- Allison Reynolds (Ally Sheedy): Dışlanmış ve garip bir öğrenci.
- Brian Johnson (Anthony Michael Hall): Zeki ve baskı altında bir öğrenci.
Bu beş öğrenci, Cumartesi günü okulun kütüphanesinde bir araya gelirler çünkü hepsi de disiplin cezaları almıştır. Grup, başlangıçta birbirlerine yabancıdır ve farklı sosyal gruplardan gelmeleri nedeniyle çatışmalar yaşarlar. Ancak gün ilerledikçe, birbirleriyle zaman geçirirken birbirlerini daha iyi tanır ve kişisel deneyimlerini paylaşırlar.
Öğrenciler, aile sorunları, arkadaşlık, baskı altında olma ve kimlik sorunları gibi konuları konuşurlar. Ayrıca, öğretmenlerinin ve ailelerinin kendilerinden beklentileri, sosyal beklentiler ve lise yaşamı hakkında farklı görüşlerini paylaşırlar. Gün sonunda, bu beş öğrenci birbirleriyle daha yakın bir bağ geliştirirler ve yaşadıkları deneyim onların perspektiflerini değiştirir.
“The Breakfast Club,” gençlerin kimlik arayışı, toplumsal baskılar ve ergenlik döneminin karmaşıklığı gibi evrensel temaları işler. Bu film, gençlerin iç dünyasını ve duygusal deneyimlerini anlama ve empati kurma amacı taşır. Ayrıca, farklı sosyal gruplardan gelen gençlerin bir araya gelerek birbirlerini daha iyi anlamalarını ve dostluk kurmalarını vurgular.
A Girl Like Her (2015)
A Girl Like Her, 2015 yapımı bir dramadır ve yönetmenliğini Amy S. Weber üstlenmiştir. Film, lise yaşamında akran zorbalığına uğrayan bir genç kızın hikayesini anlatır. İşte “A Girl Like Her” filminin konusu:
Konu: Film, Jessica Burns (Lexi Ainsworth) adlı lise öğrencisinin yaşadığı akran zorbalığına odaklanır. Jessica, lise hayatında çok sayıda arkadaşı tarafından fiziksel ve sözlü zorbalığa uğramaktadır. Bunun sonucunda Jessica, duygusal olarak derin bir krize girer ve intihar girişiminde bulunur.
Film, Jessica’nın intihar girişimi sonrasında hastaneye kaldırılmasının ardından, okulunda yaşanan olayları ve zorbalığı inceleyen bir belgeselci ekibin kaydettiği görüntüler üzerinden ilerler. Bu görüntüler, zorba kız olan Avery Keller (Hunter King) ile Jessica arasındaki çatışmayı ve zorbalığı gösterir. Avery, başkalarının önünde iyi bir öğrenci gibi davranırken gizlice Jessica’ya zorbalık yapmaktadır.
Film, Avery’nin zorbalığı ve Jessica’nın bu durumla başa çıkma çabalarını izleyicilere aktarır. Aynı zamanda Jessica’nın ailesi, öğretmenleri ve okul idaresi ile yaşadığı zorlukları da ele alır. Jessica’nın en yakın arkadaşı Brian (Jimmy Bennett), ona destek olmaya çalışırken, Avery’nin zorbalığına tanıklık eder ve içsel çatışma yaşar. A Girl Like Her, akran zorbalığının ciddiyetini ve etkilerini vurgulamak amacıyla yapılmış bir film olarak kabul edilir. Film, zorbalığın kurbanlarının yaşadığı travmayı ve duygusal acıyı anlama ve empati kurma amacı taşır. Ayrıca, bu tür durumları önlemek ve zorbalığı ele almak için toplumsal farkındalık yaratma amacı güder.
Mucize (2017) Wonder
Wonder, R.J. Palacio’nun aynı adlı romanından uyarlanmış bir Amerikan filmidir. Film, August Pullman adında genç bir çocuğun hikayesini anlatır. August, yüzünde doğuştan gelen bir deformasyonla doğmuştur ve bu nedenle diğer çocuklar tarafından dışlanır ve zorbalığa maruz kalır.
August, uzun bir süre evde eğitim almıştır, ancak ailesi onu bir ortaokula göndermeye karar verir. Okula başladığında, dış görünüşünden dolayı diğer öğrencilerin ilgisini çeker ve başlangıçta zorbalığa uğrar. Ancak zamanla, August’ın kişiliği ve iç güzelliği, sınıf arkadaşlarının onu kabul etmesini sağlar. Film, August’ın hikayesini anlatırken, çevresindeki insanların bakış açılarını da ele alır. Empati, dostluk ve insanın iç gücü gibi temaları işler. Filmin sonunda, August’ın öğrendiği yaşamsal derslerle dolu bir yolculuğa tanık olursunuz ve izleyiciye hoş bir duygu dolu deneyim sunar.
Günah Tohumu (1976) Carrie
Günah Tohumu (Carrie), Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanmış bir Amerikan filmidir. Başrollerinde Sissy Spacek, Piper Laurie, Amy Irving ve John Travolta gibi oyuncular bulunmaktadır.
Film, Carrie White adında genç bir kızın hikayesini anlatır. Carrie, oldukça baskıcı ve dindar bir annenin yanında yetişmiştir. Aynı zamanda okulda da dışlanmış biridir ve sık sık sınıf arkadaşları tarafından zorbalığa uğrar. Ancak Carrie, doğuştan gelen telekinetik güçlere sahiptir ve zamanla bu güçlerini keşfeder. Hayatında ilk kez gerçek bir arkadaşlık hissini yaşamaya başladığında, bir grup arkadaşı tarafından yapılan bir kötülük sonucu güçlerini kontrol etmekten çıkar ve intikam almak için güçlerini kullanır. Film, dışlanma, ergenlik dönemi sorunları, anneden bağımsızlık ve intikam gibi temaları ele alır. Ayrıca, telekinetik güçler gibi doğaüstü unsurlar da filme katkıda bulunur.
Son sahnelerde, Carrie’nin güçlerini kullanması ve yaşadığı trajik olaylar izleyicinin hafızasında yer eder. Filmin finali oldukça etkileyici ve unutulmazdır.
The Glory
The Glory, intikam temalı bir Güney Kore dramasıdır. Başrolünde, zorbalık kurbanı olarak büyüyen ve hayatını bu zorbalığın intikamını almak üzerine kuran bir kadının hikayesi anlatılır. Dizi, lise yıllarında acımasızca zorbalığa uğrayan Moon Dong-eun’un (Song Hye-kyo) hikayesine odaklanır. Zorbalık nedeniyle hayatı mahvolan Dong-eun, yıllar boyunca intikam planları yapar ve bu planlarını gerçekleştirmek için sabırla bekler. Zorbalığa maruz kaldığı kişilerden biri olan Park Yeon-jin’in (Lim Ji-yeon) mükemmel görünen hayatını mahvetmek için öğretmen olarak çalışmaya başlar. Planlarını adım adım hayata geçirirken, Dong-eun, yaşadığı acıların ve travmaların hesabını sormak için her yolu dener.
Karakterler
- Moon Dong-eun (Song Hye-kyo): Ana karakter, zorbalığa uğrayan ve intikam peşinde koşan kadın.
- Park Yeon-jin (Lim Ji-yeon): Dong-eun’a zorbalık yapan grup lideri, başarılı ve mutlu bir hayatı olan kadın.
- Joo Yeo-jung (Lee Do-hyun): Dong-eun’a destek olan ve onunla yakın ilişki kuran karakter.
Temalar
- İntikam: Ana tema, adaletin yerine getirilmesi ve geçmişteki acıların hesabının sorulmasıdır.
- Akran Zorbalığı: Zorbalığın bireyler üzerindeki kalıcı etkileri ve sonuçları ele alınır.
- Dayanıklılık ve Azim: Dong-eun’un zorbalık karşısında pes etmeyip intikamını almak için yıllar boyunca sabırla beklemesi anlatılır.
The Glory, etkileyici oyunculuk performansları ve sürükleyici hikayesiyle dikkat çeken bir dizi. İzleyicilere, adalet ve intikam duygusunun nasıl karmaşık ve güçlü bir şekilde işlenebileceğini gösterir.
Bu filmler, akran zorbalığına dikkat çekmek ve bu sorunu anlamak için faydalı olabilir. Ancak izlerken, hassas içerikleri olduğunu unutmayın ve izleyici kitlenizin yaşına ve olgunluğuna göre uygun bir film seçmeye özen gösterin. Akran zorbalığına karşı farkındalığı artırmak, bu tür filmlerle başlayabilir, ancak gerçek dünyada çözümler üretmek de önemlidir.